Böbrek Kanseri
Böbrek Kanseri Alt Başlıkları
Böbrek Kistleri Kanser midir?
Böbrek Kanserinin Belirtileri Nelerdir?
Kişide Böbrek Kanseri Olduğu Nasıl Tespit Edilir?
Böbrek Kanserinde Biyopsinin Rolü Nedir?
Böbrekte Kitle Varlığında Kimlere Biyopsi Mutlaka Uygulanmalıdır?
Küçük Böbrek Kitlesi Kavramı Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?
Küçük Böbrek Kitlelerinde Cerrahi Tedavi
Genel Olarak Böbrekte Kitleye Yaklaşım
Sıkça Sorulan Sorular
Böbrekler vücudun karın arka bölgesinde, sırta yakın ve her iki yanda olmak üzere yerleşmişlerdir. Temel görevleri idrar üretmek yoluyla vücuttaki bazı zararlı maddelerin filtre edilmesi ve atılmasını sağlamaktır.
Vücudun pek çok organında görülebildiği gibi, böbrekte de kanser gelişebilmektedir. “Böbrek kanseri hücresi” olarak tanımlanan bu hücreler, normal hücrelerden farklı olarak, vücudun kontrol edemediği şekilde çoğalmaya başlayan ve zaman içinde vücudun diğer bölgelerine yayılım (metastaz) gösterebilen hücrelerdir.
Böbrek Kistleri Kanser midir?
Böbrekte pek çok iyi huylu ve kötü huylu kitle, ayrıca kistler oluşabilmektedir. Böbreklerde saptanan kistler sıklıkla iyi huylu olmakla beraber, kanser özelliği gösteren kistler de tespit edilmektedir. Genel olarak zararsız olanlara basit kistler denir. Komplike kistler ise daha detaylı değerlendirme gerektiren, bazılarının cerrahi olarak çıkartılması gereken kistlerdir.
Böbrek Kanserinin Belirtileri Nelerdir?
Erken evredeki böbrek kanseri genellikle kişinin fark edeceği bir belirti vermez.
Ancak kitle büyüdüğü zaman idrarda kan görülmesi veya böbreğin bulunduğu bölgede şişlik kişinin fark edebileceği belirtiler olarak sayılabilir. Hastalığın daha ileri dönemlerinde böbrek kanseri yaygın ağrı, ateş, halsizlik, kan değerlerinde bozulmalar ve iştahsızlık gibi belirtilere yol açabilir.
Kişide Böbrek Kanseri Olduğu Nasıl Tespit Edilir?
Günümüzde böbrek kitleleri en sık olarak tesadüfen yakalanmaktadır. Kişi böbrekteki kitle ile ilgisi olmayan herhangi bir sağlık sorunu nedeniyle film (ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi, MR) çektirir ve bu filmin incelemesi sonucunda böbrekteki tümör saptanır. Bu kitlelerin çoğu henüz yeni oluşmuş, küçük böbrek kitleleridir (4 cm. den küçük). Ancak çok daha büyük kitleler de bulgu vermeden, çekilen filmde tesadüfen saptanabilir.
Doktorun böbrek kanserinden şüphelendiği durumlarda hastanın şikayetlerinin dinlenmesi, muayenesinin yapılması ve sonrasında böbreğin filmlerinin çekilmesi planlanır. Böbrek kanserinin tespiti için ultrasonografi (USG), bilgisayarlı tomografi, MR gibi radyolojik görüntüleme teknikleri kullanılmaktadır. Hastalığın yaygınlığının görüntülenmesi için akciğer görüntülemesi yapılır; bazen kemik sintigrafisi veya farklı ileri tetkikler de istenebilir.
Filmler ile tespit edilen ve tümör şüphesi olan kitlelerin gerçekten kanser olup olmadığının anlaşılması için bazen bu bölgeden parça alınması (biyopsi) işlemi uygulanabilir. Ancak, ilginç olarak, genellikle biyopsi yapılmadan tedavi planı yapılır.
Böbrek Kanserinde Biyopsinin Rolü Nedir?
Bugünkü genel tıbbi yaklaşım, böbrekteki kitlelerde herkese biyopsi yapılmasını öngörmemektedir. Bu aslında genel onkolojik yaklaşım ve hemen tüm diğer organlardaki kanser şüphesinden farklı bir yaklaşımdır. Bunun temel sebebi de bazı ‘tarihi’ çekincelerdir.
15-20 yıl önce uygulanan biyopsi tekniği ve patolojik değerlendirme yöntemi ile pek çok biyopsinin tanı koydurucu değeri düşüktü; yani her biyopsi pratikte yararlı olmuyor veya sonucuna güvenilemiyordu. Bunun yanı sıra, kanser hücrelerinin iğnenin geçtiği yerlere ekilebilme riski söz konusuydu.
Oysa, güncel ‘ko-aksiyel’ denilen biyopsi teknolojisinde, iğne böbreğe bir dış kılıf içerisinden girip çıkmaktadır; dolayısıyla kanserli dokuya giren iğne ucu, vücudun başka hiçbir bölgesine değmeden dışarı çıkmaktadır. Bu teknik ile tümör ekilmesi mümkün değildir ve tıp literatüründe son 16 yılda yalnızca tek bir tane tümör ekilmesi gerçekleşen olgu bildirilmiştir; riskin 10,000’de 1 den az olduğu bildirilmektedir.
Güncel teknikte, radyolojik görüntüleme eşliğinde yapılan biyopsi ile, böbrekten alınan parça kalitesinin çok gelişmesi ve patolojik değerlendirmenin de ilerlemesi ile birlikte, biyopsinin doğru tanısal değeri ciddi oranda artmıştır. Bugün deneyimli bir merkezde, usulüne uygun yapılan ve değerlendirilen bir böbrek kitlesi biyopsisinin doğru teşhis değeri %95-97 seviyelerine ulaşmıştır.
Biyopsinin kanser değerlendirmesinde bir ikinci önemli parametre olan ve 4 üzerinden değerlendirilen ‘kanser derecesini’ tam olarak saptamadaki doğruluğu ise %65-70 oranında kalmaktadır. Ancak son yayınlar, dereceyi 1-2 ve 3-4 olarak gruplama durumunda, biyopsinin kanser derece saptama açısından da isabetli olma yüzdesinin %96 ya vardığını belirtmektedir.
Böbrekte Kitle Varlığında Kimlere Biyopsi Mutlaka Uygulanmalıdır?
Bilinen başka bir kanseri olan kişilerde, böbreğe buradan metastaz olma şüphesi varsa, mutlaka böbrekteki kitleden biyopsi alınmalıdır. (örneğin akciğer kanseri olduğu bilinen bir hasta)
Bazen hekiminiz size böbrekteki kitleyi tedavi etmeyip, izlemeyi bir seçenek olarak sunabilir. Özellikle ileri yaştaki veya başka ciddi sağlık problemleri olan kişilerde bu bir seçenek olabilir. Böyle bir durumda biyopsi yaparak izlenen kitlenin yapısı hakkında detaylı bilgi sahibi olmak önerilir.
‘Fokal tedavi’uygulanacak kişilerde de, tedavi öncesinde biyopsi alınarak hangi türde kitlenin tedavi edildiğinin tam olarak teşhis edilmesi uygulanması gerekli bir işlemdir.
Yukarıda sayılanlar bugün tıbben kabul edilmiş kesin biyopsi yapılma gereklilikleridir.
Küçük Böbrek Kitlesi Kavramı Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?
4 cm. altında kitleler için kullanılan bir terimdir. Son yıllarda radyolojik görüntülemelerde tesadüfen böbrek kitlelerinin saptanmasındaki artışta en fazla rolü olan küçük renal kitlelerdir.
Genel ortalamada bu kitlelerin %30 kadarı iyi huylu kitlelerdir; ancak filmlere bakarak iyi huylu/kötü huylu ayırımını yapmak mümkün değildir (bunun bir istisnası ‘anjiyomiyolipom’ adı verilen, iyi huylu ve içerisindeki yağ dokusu sayesinde filmlerde tanınabilen bir tümördür). Genellikle kitle çıkartılıp patolojiye gittikten sonra bunun iyi veya kötü huylu olduğu ortaya çıkmaktadır.
Yurt dışında bazı böbrek kanseri konusuna yoğunlaşan merkezler, küçük renal kitlelerde biyopsiyi rutin olarak uygulamakta ve tedaviyi biyopsi sonucuna göre şekillendirmektedirler. 2015 yılında Kanada’da böyle bir merkezde, biyopsi sonucunda %25 hastanın gereksiz ameliyat olmaktan kurtulduğu bildirilmiştir. Bu konuyla ilgili hekiminizle konuşup, bilgi edinebilirsiniz.
Küçük renal kitlelerin kanser olma oranı yaklaşık %70’tir; diğer bir deyişle bu kitlelerin %30’u kanser değildir, iyi huylu oluşumlardır. Kanser olanlar içinde de hızlı gidişli olabilecek tipte kanser olanlar %30 civarındadır. Bu %30 oranındaki hastanın kitlesinin ideal olarak cerrahi ile çıkarılması gereklidir.
O halde sayısal olarak baktığımızda, aslında küçük böbrek kitlelerinin önemli bir kısmının ya iyi huylu veya kanser olsa bile yavaş seyirli olduğunu görüyoruz.
Küçük Böbrek Kitlelerinde Cerrahi Tedavi
Küçük böbrek kitleleri günümüzde en yaygın olarak ameliyatla tedavi edilmektedir.
Böyle bir hastalığınız var ise, ameliyatta böbreğinizin değil, yalnızca böbrekte kitlenin alınması son derece önemlidir! Bu konuda üroloğunuz ile mutlaka detaylı konuşunuz.
Böbrekteki kitle kanser değilse, gereksiz yere böbreğinizi kaybetmemiş olursunuz. Kitle kanser ise de, parsiyel nefrektomi veya nefron koruyucu cerrahi denen ve böbreğin sağlam bölümünün korunduğu, yalnız hastalıklı kısmının çıkarıldığı ameliyatın kanser kontrolü açısından uzun dönem sonuçları mükemmeldir. Ayrıca, böbreğin sağlam kısmının korunduğu kişilerde, böbreğin tamamının alındığı kişilere kıyaslandığında, yüksek tansiyon ve bu zeminde gelişen kalp hastalıkları daha düşük oranda saptanmaktadır.
Böbrek Kanseri Ameliyatları Robot Yardımıyla Gerçekleştirilebilmektedir.
Bu ameliyat robot yardımlı, laparoskopik veya açık yöntemle yapılabilir. Kapalı yöntemle (robotik veya laparoskopik) yapılmasının avantajları, ağrılı büyükçe bir yara yerine 3-4 adet küçük delikten vücut içine giren aletlerin yardımıyla ameliyatın yapılmasıdır. Ameliyat sonrası iyileşme daha kolay ve hızlı olmaktadır.
Genel Olarak Böbrekte Kitleye Yaklaşım
Diğer tüm kanserlerde olduğu gibi, böbrek kanserinde de, böbreğin çevresine veya vücudun diğer yerlerine ne oranda yayılım gösterdiğinin belirlenmesi (evreleme), seçilecek tedavi kararını etkilemektedir.
Böbrek kanserinde sıklıkla cerrahi tedavi uygulanmaktadır.
4 -7 cm. arası boyuttaki kitlelere, ameliyat ile mümkünse böbreğin sadece tümörlü kısmının çıkarılması ve böbreğin sağlam bölümünün korunması hedeflenmelidir (parsiyel nefrektomi ameliyatı veya nefron koruyucu cerrahi).
Bunun mümkün olmadığı durumlarda, ‘radikal nefrektomi’ olarak adlandırılan ve böbreğin tümünün çıkartılmasının söz konusu olduğu işlem uygulanır. Yukarıda da söz edildiği gibi, sadece tümörün çıkarılması ile sağlam böbrek dokusunun korunması, uzun vadede kişinin yüksek tansiyon ve buna bağlı kalp rahatsızlıkları riskini anlamlı olarak azaltmaktadır.
Böbrek kanseri ameliyatları robot yardımlı, laparoskopik veya açık olarak yapılabilmektedir.
Sıkça Sorulan Sorular
Böbrek Kanseri Metastaz Yapmışsa, Nasıl Tedavi Edilir?
Böbrek kanseri sistemik tedavisinde son yıllarda yeni ve çok etkili ilaçlar bulunmuş ve hastalarımızın kullanımına sunulmuştur. Bazı daha da güncel ilaçlar da etkinliklerini kanıtlamışlardır ve yakında pratik kullanıma girmeleri beklenmektedir. Bunlar genellikle ağızdan alınan ve medikal onkoloji uzmanları ile işbirliği yaparak, multidisipliner bir yaklaşım doğrultusunda kullandığımız tedavilerdir.
Böbrek Kanserinde Metastaz Varlığında Ameliyat Uygulanır Mı?
Böbrek kanserinde metastaz varlığı durumunda tedaviye genellikle kanserli böbreğin ameliyatla çıkartılması ile başlanır. Verilecek ilaç tedavisinin, ameliyatla böbreğin alındığı hastalarda, böbreği alınmayan hastalara oranla daha etkili olduğu, tıbbi çalışmalarla ortaya konmuştur.
Metastazların Ameliyatla Çıkarılması Faydalı Mıdır?
Böbrekteki kanserin başka organlara atlaması durumunda (metastaz), diğer organdaki bu kanser dokusunun ameliyatla çıkarılması çok yararlı olabilmektedir. (Örneğin akciğere sıçrama durumunda, akciğerdeki kitlenin çıkarılması). Ancak, ameliyattan fayda sağlanabilmesi için, metastaz odaklarının çok sayıda olmaması ve cerrahi teknik olarak da çıkarılabilir olmaları önemlidir. Bu konudaki kişiye özel kararı hekimler multidisipliner bir konsey olarak değerlendirip verecektir.
Ameliyat sonrası ilaç tedavileri de uygulanabilmektedir. Ek ilaç tedavisi verilip verilmeyeceği, yine multidisipliner bir konseyde değerlendirilip, hasta için kişiselleştirilmiş bir karar ve tedavi uygulanması tercih edilecektir.
Böbrekteki Tümör Damarlara Girmiş Hatta Kalbe Kadar Uzanmışsa Ne Yapılmalı?
Böbrek kanserine özel davranışlardan biri, tümörün kaynak aldığı böbreğin ana toplar damarına girmesi (tümör trombüsü), buradan vücudun ana toplar damarına (vena cava) ilerlemesi, ve hatta bazı durumlarda kalbin içine kadar uzanabilmesidir.
Bu hastalarda en etkili tedavi, böbreğin ve tüm uzantısının (tümör trombüsü) birlikte çıkarılmasıdır. Bu ameliyat oldukça büyük bir işlemdir; deneyimli bir cerrah, cerrahi ekip ve merkezde yapılması gerekir. Genellikle Kalp Damar Cerrahisi ile birlikte ortak bir ameliyat yapılır. Bu ameliyatta kanserli böbrek ve tüm tümör uzantısı bir bütün halinde çıkartılmalıdır. Damar sistemi içindeki tümör uzantısının çıktığı seviye, ameliyatın teknik açıdan boyutunu da belirler. Bazı durumlarda açık kalp ameliyatı yaklaşımı ile ameliyat söz konusu olabilir.